27 Ocak 2012 Cuma

En Zor Meslek! 7/24


Annelik kutsal bir görev kesinlikle. "Cennet annelerin ayakları altındadır." buyurmuş Sevgili Rasul.

Tüm bunlara rağmen soruyorum " Bu çocuklar annelerinin üzerine mi zimmetli?" Yani tek sorumlu, tek görevli anne mi? Öyleyse silsinler nüfus cüzdanından BABA ADInı?

Annelerin çocuklarına gerçekten kaliteli ve keyifli annelik yapabilmeleri için annenin yükünün hafifletilmesi lazım. İyice bunalan anne bu gerginliğini çocuğuna da yansıtıyor elinde olmadan. Tamam anneler çalışmasın, çocuklarına vakit ayırsın ama maddi ve manevi olarak aç olan anneden ne kadar annelik yapması beklenebilir ki?

Akşam eve gelen kocanın az biraz empati yapıp " Bu kadın tüm gün bu çocukla boğuşuypr, biraz onu rahatlatayım." diye düşünmesi lazım. İnsaf, vicdan bunu gerektirir! Babalık bizim memlekette otorite olmak, emir yağdırmak, hesap sormak olarak algılanıyor sadece!

"Niye bu çocuğa yelek giydirmedin?", " Neden düştü?", " Neden su içirmedin?" vb. Aman iyiki kocalar var da bize bunları söylüyorlar, yoksa bizim aklımıza hiç su içirmek, yelek giydirmek gelmezdi... Bunu diyesiye kadar sen yap be adam! Elin var kolun var!

Yazdıklarımın hepsi direkt benle alakalı değil, elbette abartılarım var. Ben bunların (çok şükür ki) daha hafifini yaşıyorum ve biliyorum ki bu duyguları çok şiddetli yaşayan binlerce kadın var! Sonra da ne mi oluyor 40-50 yaşlarındaki tüm kadınlarımız depresyonda, ilaç kullanıyor! Bunların acısı sonradan bir güzel çıkıyor...


Dinimizce çocuk sahibi olmak destekleniyor, Başbakan en az 3 tane diyor, ben de can-ı gönülden bunu destekliyorum. AMA... Olayın pratiği hiç de öyle değil! Yine tekrarlıyorum bu çocuk benim üzerime "zimmetli" değil! Ben bir insan, bir kul, bir vatandaş yetiştiriyorum. Belkide geleceğin büyük adamını yetiştiriyorum ve bunun için bana -yani tüm annelere- erkekler, akrabalar ve hatta devlet destek olmak zorunda! Anneyi rahatlatıcı, sosyal ihtiyaçlarını karşılayıcı imkanlar sağlamak zorunda!

Yoksa ne mi olur? Kadın 5 tane doğum yapar, ama kendisi sağlıklı bir ruh haline sahip olmadığı için çocukları sahipsiz, ilgisiz, başıboş büyür gider...

Ya da benim düşündüklerimi düşünür, kendini destekleyici güç bulamaz ve " Ben ancak bir tane ile baş edebilirim, hadi en fazla iki! " der.

Bir bakın etrafınıza, ikiden fazla çocuk sahibi olan kaç kişi var? Aklın yolu bir, demek ki herkes benim gibi düşünmüş!

Tüm bu gerçeklere rağmen ben yine de ümitliyim bakalım... İnsanlardan yardım bekleyen boşa bekler, tek yardımcımız Allah! Bizi ayakta tutan da bu iman gücü zaten!

Yine anneye dinlenme fırsatı sunan Yüce Yaratıcı! Bebek 1-2 saat uyuyor da az biraz kendimize geliyoruz. Şu an olduğu gibi kendimize özel birşeylere zaman ayırabiliyoruz.

Bir diğer dinlenme zamanı da emzirirmek! Hem oturuyorsun, en güzeli de bebek hareket edemiyor! ( tabi sürekli kolunu, bacağını sallıyor da o kadar da olur artık...) Kıpır kıpır bir oğlanın annesi olarak, ben çok dinleniyorum o esnada.

Yine Rabbimiz yardıma koşuyor yani!

25 Ocak 2012 Çarşamba

Hediyelerim Var!

Ne zamandır aklımda olan hediye çekilişini sonunda gerçekleştiriyorum.

Hediyemiz üç tane

1- Şal
2- Penti Marka mıknatıslı, kaplan figürlü, pratik çanta
3- Motifli, otantik bir patik

Hepsi bir kısmetliye gidecek inşallah!

Bir de Namaz elbisesi var ayrıca.

Ayrıntılar ve fotolar aşağıda...



1- ŞAL

Şal, başörtüsü hatta konsol örtüsü olarak bile kullanabileceğiniz, turuncu renkli cici bir şal!



2- ÇANTA





3- PATİK

36-39 arasına uygun! Koyu mor zemin üzerine, otantik bir model. Bilekten bağlamalı.




Şartlar çok basit. Klasik şeyler.

1- Blogumun izleyicisi olmanız
2- Blogunuzda çekilişi paylaşmanız
3- Buraya yorum bırakmanız.

29 Şubat 2012'de 22.00'da yorumları kapatıp 23.00 gibi kazananı açıklayacağım inşallah!


Bu kadar mı? DEĞİL! Bir de namaz elbisem var hediye etmek istediğim. Bir hevesle aldım ama sonra baktım ki hiç bana göre birşey değil. Çünkü ben çok şükür ki tesettürlü bir ortamda çalışıyorum, kıyafetim namaz kılmama engel olmuyor. Ama ne yazık ki herkes bu imkana sahip olamayabiliyor. Amacım bu elbisenin kullanılması!


Bu kıyafeti giydiğiniz anda namaza hazır ve nazır oluyorsunuz! Eşarp kıyafete dikili. Elastiki bir kumaştan dikilmiş, bonesiz, iğnesiz kullanımı rahat. 38-44 beden arasına gayet rahat olur. Fotoğraflarda görüdüğünüz gönüllü mankenim 44 beden.



Ben bunu evde 2 kez giydim, şimdi de bir güzel yıkadım, ütüledim. Amacım işine yarayacak birine ulaşması... Eğer çevrenizde bunu kullanabilecek biri varsa ve aracı olursanız çok sevinirim.

Bu elbiseyi isteyenler çekiliş yorumunun sonuna NAMAZ ELBİSESİNE TALİBİM diye not eklerlerse onları kendi arasında çekiliş yapacağım.

Önce normal çekilişi yapacağım. Hediye çıkan kimseyi eleyip geri kalan elbise isteyenler arasından elbise çekilişi yapacağım.

Çekilişi kendi uydurmasyonum bir kod ile yapacağım. ODG+ APK= Kazanan Numara. Bu kodun anlamını sonuçla beraber açıklayacağım.

Elbise çekilişini ise geleneksel yöntemlerle yapacağım :)


NOT:
* Kargo elbette ki bana ait.
* Yurt dışına gönderim yapılmaz.
* Akrabalar çekilişe katılamaz :) Sonra torpil yaptı felan derler :)

Nasip kime bakalım? Şimdiden heyecanlandım ben de :)


YORUMLAR

Çekilişe dahil olmayan yorumları buraya ekleyeceğim ki sayılarda bir yanlışlık olmasın. Lütfen tek yorum yazın ki sıralama bozulmasın.

pnr: tüh şartlar bana uymuyor :D namaz elbisesini daha önce bir mağazada görmüş ve pratikliği nedeniyle çok beğenmiştim. Alabilmek için cüzdana başvuracağız demek ki :))) ilk çekilişin sanırım.. bol katılımlı ve hayırlı olsun inşaAllah.. bebeğinide öp benim için hatta biraz da pnr usulü sıkıştırabilirsin :)) -

nnn: Evet şartlar uymuyor, birazcık kuzen oluyoruz :). İlk çekilişim, ben de blog alemini baya bir girmiş oldum böylece :)) . Sıkıştırırım tabii, memenuniyetle!


ŞERİFE: Tam katilacaktim, baktim yurt disina olmuyoo:( nasip kismet. Esarpi sevmistim

nnn: Ne yazık ki yurt dışına yollayamıyorum Şerife :(

14 Ocak 2012 Cumartesi

Kaportası Farklı İçi Aynı


Kitapçıda dolaşmayı, kitap almayı severim, kitaba verilen paraya acımam... Ama ne kadar kitap okurum o tartışılır :( . Evde okunmayı bekleyen pek çok kitap var!

Bazı sözler vardır aklımda, taa ilkokul, ortaokul yıllarından kalma... Zihnime kazınmıştır, hayatımda yer etmiştir. Onlardan biri de lise yıllarında Şeyma'nın dediği " Babam der ki, kitap okumak için kitap almaya gerek yok. Okumak isteyen kitabı bir şekilde bulur." yaklaşık böyle bir cümleydi. Okunmayı bekleyen SATIN ALDIĞIM kitapları düşününce bu sözün ne kadar doğru olduğu ortaya çıkıyor.

Ben de şimdi KİTAP ÖDÜNÇ alma olayına girdim. Teyzemden ödünç aldığım kitap:


Bu kitap, masanın üzerinde okunmayı bekliyordu bir süredir. O masada bekleyedursun bu kez iş arkadaşımın bir kitabı dikkatimi çekti, onu ödünç aldım:


Eve gelirken yoksa bunlar aynı kitaplar mı diye bir düşünce geldi aklıma ki yanılmamışım! Aynı anda, aynı kitapları almışım :). Ne ben bileyim yaa kapakları çok farklı :))

Özet çıkararak okuyorum şu an, daha başlardayım.

Kitaptan bir paylaşım:


Kaliforniya Sendromu

Kaliforniya ABD'nin eğlence dünyasının merkezidir. İnsanlar arasında şu üç olgu adeta sosyal bir kanser gibi hızlı yayılmaktadır:

1- Zevke düşkünlük
2- Benmerkezcilik
3- Yalnızlık

5 Ocak 2012 Perşembe

Fox Tv' den Şikayetçiyim!


Evinde televizyonu olmayan ben, bu gün kayınvalidemlerde FOX ANA HABER spikerini görünce şok oldum!
O ne ya öyle??? Bildiğin pazarda 5 liraya satılan siyah penye atletle program sunuyor!

Spikerin iki omuzu gözüme gözüme battı... "Bu ne biçim haber böyle magazin programı seviyesizliğinde, cık cık cık" diye söylenip durdum. Ve hemen dedim ki "eve gidince ilk iş bir mail atayım şu kanala!" Aşağıda yolladığım mail bulunmakta.

Aslında Türk milleti olarak klasik problemimiz tepkilerimizi içimizde veya da sadece SÖYLENEREK vermemiz. Söylenmek değil çözüm, SÖYLEMEK!

Tv'de aile yapımıza aykırı, geleneğimize, dinimize savaş açmış onlarca dizi bozuntusu, program çürüntüsü varken biz sadece ağzı açık ayran delileri gibi izlemedeyiz...

Geçen yıl her hafta 2-3 dizim vardı... Yurdum insanı gibi izlediğim dizi değildi bunlar, haftalık olarak yayınlandığı akşam RTÜK'e şikayet ettiğim dizilerdi. Evde TV olmadığından zaten izlemiyordum ama sağdan soldan ne kadar saçmalıklarla dolu olduğunu duyuyordum sürekli...

İşte bu da yolladığım mail:

"5 ocak 2012 akşam Nazlı Tolga ile FOX Ana Haber 'de spikerin giydiği açık omuzlu kıyafet çok rahatsız ediciydi. Kendimizi haber değil magazin programı izliyor zannettik! Haberlerin bir ağırlığı, ciddiyeti olmalı! Kanalınızın saygınlığı açısından lütfen biraz daha dikkatli davranın.

Saygılarımla"

Adres de şu: info@fox.com.tr

(siz de yollayın tepkinizi, rahatsızlığınızı bildirin)