30 Haziran 2008 Pazartesi

HAYAT??? OYUN???


Çok klasik olacak hatta Amerika'yı yeniden keşfetmek olcak belki bu yazdıklarım... Ama yaşama dair bilgiler ancak farkedilerek, özümsenerek, bizzat yaşanarak anlaşılıyor. Bir müsibet bin nasihattan evlâdır kısacası. Kur'an diyor ki dünya hayatı için 'bir oyun ve eğlence'... Bunu senelerdir bilmeme rağmen henüz 1 senedir idrak ediyorum. Hayat bana bir SİMS oyunu veya strateji oyunu gibi geliyor. Sanki MARIO gibi yaşıyoruz. Az zamanda çok şey toplamalıyız. Öyle hızlı koşuyoruz ki yanından geçtiklerimizin çoğu kez farkına varmıyoruz. Bir de oyunun içinde olduğumuz için durumun vehametini farkedemiyoruz. Ancak kuş bakışı olarak bakınca anlaşılıyor ne kadar komik ve düşündürücü bir durumda olduğumuz... Mesela 1 günü düşünsek sadece koşuşturmaca. Hani akşam düşünün bu gün ne yaptınız derler ya, ben sadece ömürden bir gün gittiğini ölüme bir gün yaklaştığımı hissediyorum. Kendi adıma, ÖSSyi kazanayım, işe gireyim, evleneyim, tayin aldırayım... Onca emeğimi, zamanımı bunlar için harcıyorum senelerdir. Peki elde edince ne oluyor??? Peşinden koşacak yeni birşey bulup başlıyorum yine stresli zamanlara... Bu ölene kadar bitmeyecek, anlaşıldı. Ama cidden bazen çok boş geliyor. Ya diyorum 70 yılık hayat sonuçta... İnsanın inzivaya çekilesi, bu dünyadan el etek çekesi geliyor......Ama yapamıyor tabii. Demek ki insan böyle garip bir halet-i ruhiyeye sahip. Biz burada belirli bir süre geçirmek için gelmişiz. Amaç kazasız belasız veya en az hasar ile bu oyunu bitirmek...

Hiç yorum yok: