25 Haziran 2014 Çarşamba

İtirazım Var / Mahalle Baskısı

Konuyla alakasız olarak Amasra'dan bir fotoğraf ile başlayalım :)Foto by ABDT :)

Ne kadar uzun zaman olmuş yazmayalı buraya. Çok yoğun gündemlerim olduğunu ve buraya yazmadığım süreçte dunyabizim.com’a pek çok defa yazdığımı da belirteyim de bari hafifletici sebep olsun :) . Buraya yazmadığım süreçte neler yaptım neler… Ama şimdi asıl konumuza dönelim. Kafamda yazılacak ana başlıklar çok. Bismillah diyelim başlayalım.

Blogdan uzak kaldım ama facebook ve instagram gibi sosyal medyada çoğu kez İZLEYİCİ konumunda da olsam gayet aktifim. Daha önce bir yazı yazmıştım EMR-İ BİL MA’RUF NEHY-İ ANİL MÜNKER üzerine. İşte bunun sosyal medyaya bakan yönü üzerinde durmak istiyorum.

İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak bir müminin görevlerinden değil mi? Bir Müslümanın gördüğü kötülüğü ELİ ile bunu gücü yetmezse DİLİ ile düzeltmeli değil mi? Bunlara da gücü yetmezse kalben nefret etmesi gerekmiyor mu?

Biz çoğu zaman EL ve DİL kısmını atlıyoruz sanki, direk kalbe geçiyoruz. Bunu hem görsel işitsel medya hem sosyal medya için kastediyorum.

Somutlaştırırsak sözümona tesettürlü bir kardeşimizin tesettür kavramıyla zıt olan giyimi ile, fotoğraf pozları ile karşılaşıyoruz. Bunları uygun bir lisanla uyarmamız gerekmez mi?

Şahane hazırlanmış sofralar paylaşılıyor boy boy. Kullanılan yemek takımlarındaki lükslük israf, o yemekleri hazırlarken harcanan vakit israf, onları yiyenlerin ve fotoyu görenlerin nefsini körüklemesi yönünden yanlış, gelen misafire bir nevi gösteriş yapıldığı için uygun değil ve daha pek çok sebep. İşte bunları münasip bir dille uyarmamız gerekmez mi?

Bize düşen din kardeşi olarak ikaz etmek. En azından kendimize düşeni yapmak…

Geçenlerde (isim de veriyorum açıkça) ALA DERGİSİ’nin instagram hesabında başörtülü mankenin nahoş bir pozunu gördüm. Ve böyle bir pozun başörtülü bir mankene verdirilmemesi gerektiğini belirten bir yorum yazdım. Ne mi oldu? ENGELLENDİM kıymetli ALA dergisince. PekALA başka ne oldu ben bu yorumu yazınca? Millet bir anda hidayete fana mı geldi, ALA dergisi yayın çizgisini mi değiştirdi? Elbette ki hayır. Ama benim gibi yüzlerce, binlerce kişi aynı tepkiyi gösterse NEDEN OLMASIN??? Denizde bir damla sadece benim yorumum. Ama yine de o fotoğrafın altına yazılan “Harika bir etek ben de istiyorum. Süper çanta nerde satılıyor?” gibi yorumların arasında farklı bir ses oldu. Kendi kendilerine kurdukları hayal dünyası biraz sarsıldı bekli de. Dokuz köyden kovulan doğrucu oldu. Rahatsız ettim. Oyun bozan oldum. Ve en önemlisi kendi çapımda üstüme düşen vazifeyi yaptım. Sorumluluğu üzerimden attım.

Ne yazık ki internet alemi NE GİYDİM, NE YEDİM, NASIL EĞLENDİM, AHAN DA ÇOK MUTLUYUM, BEN ÇOK BECERİKLİYİM İŞTE BU DA YAPTIĞIM YAŞPASTA mekanına dönüşüyor gün be gün…

Ne yapsak bir trol ekibi mi kursak? Bu tür kişilere/ kurumlara topluca eleştiri yorumları mı atsak? :)

Şaka bir yana ben biraz da MAHALLE BASKISIndan yanayım. Artık öyle özgür, öyle hoşgörülü olduk ki… Hem gerçek yaşamda hem de sanalda. Kimse kimsenin bir şeyine karışmıyor… Yaşasın mahalle baskısı! Yaşasın EMR-İ BİL MA’RUF, NEHY-İ ANİL MÜNKER!

Hiç yorum yok: